"Dünyanın en iyi eğitim görmüş, motivasyonu en yüksek insanlarını işe alın ve işe yaramaz bir
sistemin içine yerleştirin. Göreceksiniz, her seferinde kazanan sistem olacaktır.” Geary RUMMLER
1. Ekip Üyeleri Arasında Uyumsuzluk
Günün büyük bir çoğunluğunun iş yerinde geçirildiğini düşünürsek, işinizi yaparken aynı zamanda
bulunduğunuz ortamdan keyif alıyor olmanız oldukça önemlidir. İşinizi severek yapıyor olsanız bile
iş yerinde mutlu olabilmeniz için diğer çalışma arkadaşlarınız ile iletişiminiz önemlidir. Ekip üyeleri
arasındaki anlaşmazlık veya huzursuzluk çalışanların işi bırakma istemelerine sebep
olabiliyor..
Adaletsizlik
“İnsanlar işlerini değil, yöneticilerini terk eder” sözünü duymuşsunuzdur. Sözün doğruluğunu
şöyle açıklayalım; çalışanlar arasında maddi veya manevi olarak adaletli olunmaması,
çalışanların iş yerine olan sadakatlerini olumsuz yönde etkilemektedir. Sizinle aynı işi yapan ama sizden
daha çok takdir edilen veya ödüllendirilen birini düşünün.
Yönetimden gördüğünüz bu yaklaşım iş yerine olan aidiyetinizi sarsacağı gibi, iş arkadaşınıza olan
tutumunuzu da ister istemez değiştirecektir.
Yanlış yapılan terfiler de yöneticilerin adaletinden şüphe ettiren bir durumdur. İşini iyi yapan
kişiler, kendileri kadar çalışmayan veya işine o kadar da önem vermeyen kişilerin hiç hak etmedikleri
pozisyonlara getirildiğini gördüklerinde işlerine olan motivasyonunu kaybederler. Örneğin, tatil bile
yapmadan bir projeyi bitirmek için canla başla çalıştığınızı ve bir yandan da ekibinizi
koşturduğunuzu düşünün ve siz bu şekilde beklentilerin üzerinde iş çıkarmaya çalışıyorken, dışarıdan gelen
ve işi hiç bilmeyen birinin sırf yöneticinin arkadaşı veya akrabası diye üst düzey
bir makama oturduğunu gördünüz. Verdiğiniz tepki nasıl olurdu? Başarılı elemanların tepesine yönetici diye
böyle biri oturtulması elemanları işten soğutmanın en kestirme yoludur.
3. Takdir Görememe
Hemen hemen her çalışan başarılı olduğu zamanlarda takdir görmeyi veya ödüllendirmeyi bekler.
Ödüllendirilmeden kastettiğimiz yalnızca yüklü bir maaş çeki değildir (o da iyi bir seçenek aslında ama!)
Bir çalışanı ödüllendirmenin pek çok yolu vardır. Masrafları şirketçe karşılanan bir mini-tatil, şirket
içinde ya da dışında yapılacak bir kutlama, liderlik yapma fırsatı, prim verme veya terfi
ettirme vs gibi. Bir işveren çalışanlarını bu yöntemlerin herhangi biriyle ödüllendirebilse de, en önemli
unsur olan çalışanlar ve yönetici arasındaki “iletişim”dir. İletişim eksikse, bunların hiç biri işe
yaramayabilir.
Sonuçta her çalışan aynı şeylerden tatmin olmayabilir. Bazıları için para önemli olabilirken bazıları için
de bir şey ifade etmeyebilir. Buradaki en önemli nokta, çalışanlarınızın en çok neye değer verdiğini
öğrenmek ve ona göre davranmaktır.
4. Fazla iş yükü / Belirli Bir İş Tanımı Olmaması
Bazen işverelenler bir çalışanın işinde iyi performans gösterdiğini ya da bir projeyi başarılı bir
şekilde yönettiklerini gördüklerinde bundan daha fazlasını da yapabileceklerini düşünerek
daha fazla sorumluluk yüklemek isterler. Çalışan bunu kabul etmiş olsa bile zaman içinde fazla iş yükünden
dolayı kısıtlanmış ve boğulmuş gibi hissedecekler.
Bir işverenin başarılı çalışanlarını takdir etmesi olumlu bir şeydir fakat bunun ödülü daha fazla iş yükü
olmamalıdır. Başarılı çalışanların zaten fazla iş yükü vardır.
Önemli olan, onların bu yük altında bunalmalarını ve tükenmelerini önlemektir. Aksi takdirde kendilerini
tükenmiş hissedecekler ve en nihayetinde kaçmak isteyeceklerdir.
5. Güvenlik / Güvende Hissedememe
Çalışanların birçoğu için çalıştıkları iş yerinin konumu, güvenli bir bölgede olup olmaması ve yeterince
korunup korunmadığı önemlidir.
Belirli aralıklarla kontrol yapılmayan, güvenlik önlemlerinin alınmadığı bir iş yerinde çalışanlar
kendilerini güvende hissetmeyeceklerdir.
Güvenliğin yeterince sağlanmadığı bir iş yeri cazip birçok şey vaad ediyor olsa da, potansiyel elemanlar
için tercih edilmeme sebebi olacağı gibi eski çalışanların da kaçması için önemli bir
sebep olacaktır. Sonuçta paradan ve diğer tüm şeylerden daha önemlisi güvende olmak değil mi?